Mobilya Sektöründe Yaşanan Kazalar ve Hastalıklar

Mobilya Sektöründe Yaşanan Kazalar ve Hastalıklar

Mobilya sektöründe tahtaya şekil verilirken kullanılan aletlerin ve makinelerin tamamı, son derece tehlikelidir. Hemen hepsi kesici, düzeltici, inceltici ve koparıcı dişliler, testereler ve bıçaklarla çalışır. Ayrıca bu makinelerin tamamen otomatize olmaması, işin elle yapılmasını gerektirdiğinden, kaza tehlikelerini de beraberinde getirmektedir.

Kazalar

Ahşap ve mobilyacılık sektöründe en çok karşılaşılan sağlık sorunları, kazalardan kaynaklanmaktadır. Bu kazalar genellikle genç ve deneyimsiz işçiler arasında daha sık görülmektedir. Sektörün yapısı itibariyle, çalışanların mesleki bir eğitime tabi olmuş olma oranlarının düşük olması ve işin makine başında öğrenilmesi kaza riskini arttırmaktadır. Bu kazaların önemli bir bölümü sıradan sıyrıklar ve kesiklerden oluşmaktadır. Ancak sıyrıkların ve kesiklerin enfeksiyon kapması sonucu ciddi hastalıklar da ortaya çıkabilir. Bunlarla birlikte kullanılan makinelerin keskin olması ellerin ve parmakların kopmasına da neden olabilir. Ayrıca makineler kullanılırken duruş bozuklukları, kas-iskelet sistemi ile ilgili rahatsızlıklara neden olmaktadır.

Hastalıklar 

Tahta kesilirken, şekillendirilirken, baskılanırken, zımparalanırken ve cilalanırken tahta tozuna maruz kalınır. Bu tozların etkileri, maruz kalınan süre ve toz parçacıklarının büyüklüklerine göre değişiklik gösterir. Gözler, bu tozlar nedeniyle kızarabilir, alerjik reaksiyon gösterebilir. Cilt ve gözeneklerin de bu tozlarla kaplanması kontakt dermatite neden olabilir. Bu tozlar en çok solunum yollarını etkiler. Nefes alırken bu tozların burun boşluklarına, akciğerlere ve sinüslere gitmesi bazı hastalıklara neden olmaktadır. Burun alerjik reaksiyon gösterebilir ve sürekli salgı üretir ki bu da sürekli akıntıya neden olur. Astım ve bronşit en sık rastlanan rahatsızlıklardır. Kavak, kırmızı sedir, gül ağacı, tik ağacı, maun ve köknarın kontakt dermatite neden olduğu bilinmektedir. Kavak, kırmızı sedir, gül ağacı ve maunun ayrıca astıma neden olduğu saptanmıştır.

ABD, İngiltere, Hollanda, İtalya, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Avustralya’da marangozluk yapanlar arasında nazal sinüs kanserinin görüldüğü rapor edilmiştir. Ancak özellikle ikinci dünya savaşından sonra bu ülkelerde kullanılan makinelerin ve teknolojilerin değişmesi ve bunlarla birlikte koruyucu önlemlerin arttırılması, ortamdaki tozu vakumla çeken aparatların yaygın kullanımı bu riski oldukça azaltmıştır. Ne var ki tozla birlikte, formaldehit ve asbest gibi kanserojenlere de önemli ölçüde maruz kaldığı bilinen işçilerde akciğer kanseri riskinin çok daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Tahtalar, mobilya sektöründe işlenirken genellikle kimyasallar eklenir. Yapıştırıcılar, çözücüler, cilalar, böceklere karşı koruyucular, mantarlara karşı koruyucular, su ve neme karşı koruyucular, boyalar, pigmentler ve vernikler, bunlardan bazılarıdır. Bunların neredeyse tamamı uçucudur ve tahta işlenirken veya ısıtılırken ve yakılırken ortamda açığa çıkabilirler. İçlerindeki en önemlileri toluen, metanol, metil etil keton, n-butil alkol ve diklorometandır.

Tahtalar, biyolojik bulaşıcıları taşıyor olabilirler. Ağaç kabuğunda yetişen küf ve mantar, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Akçaağaç, kızılağaç ve mantar ağacının kabuklarında bulunan mantar sporlarını solumak ise akciğer hastalıklarına neden olmaktadır.

Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin gereksinim ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür; daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb.) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir. Bir uzvun, kol veya bacağın bir kısmını veya tamamını, tıbbi nedenlerden dolayı kesilmesine veya kopmasına amputasyon denir. Damar hastalıkları, trafik kazaları, iş kazaları, tümörler, mikrobik hastalıklar, doğumsal anomaliler, yanıklar ve şeker hastalığına bağlı, daralmış olan damarlarda kan dolaşımı azalır. Beslenemeyen, oksijenlenemeyen doku giderek solar, soğur, şiddetli ağrılara neden olur. Deride ülserler denilen yaralar çıkar ve bu durum giderek o dokuda daha da ilerler ve nekroz denilen ölü dokuya veya kangrene çevrilir. Bu durumda, hastayı kurtarmak ve ölü dokunun ilerlemesini önleme amacıyla, tutulan uzvun kesilmesine karar verilir.

Astım, solunum yollarının ataklar halinde gelen tıkanmaları ile kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Astımda solunum yollarının şişmesi ve tıkaçların oluşması sonucu havanın akciğerlere girip çıkması engellenir. Hastalar ataklar arasında kendilerini iyi hissederler. Ataklar sırasında öksürük, göğüste sıkışma hissi, solunumda hızlanma, hırıltı ve nefes darlığı olur. Astımlı hastalar çevredeki birçok maddeye astımlı olmayanlara göre daha duyarlıdır. Bu uyarılar hastalarda hırıltı ve öksürüğe yol açar.

Bronşit, akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır. Akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır. Akut bronşit, genellikle grip, kızamık, boğmaca veya tifo gibi hastalıklar sırasında görülür. Kronik bronşitte ise havayollarını yağlayan bezler büyümüş, iç yüzlerinde bulunan tüyler görevini yapamaz olmuştur.

Kontakt dermatit, derinin bazı maddelerle teması sonucu oluşan bir reaksiyondur. Bu reaksiyonların yüzde 80’ i tahrişe bağlı, yüzde 20’ si de alerjik reaksiyonlardır. Reaksiyon temastan hemen sonra oluşmaz. Temas sonrası 1-3 gün sonra oluşan belirtiler genellikle 1 hafta veya daha sonra kaybolur. Deri kırmızı, kaşıntılı, iltihaplı ve kabarcıklı bir hal alır. Reaksiyon genellikle temas yerinde en yoğundur; derinin diğer bölgelerinde de olabilir.

Nazal Sinüs Kanseri, burunun arkasında, alında ve yüzde yer alan soluk alırken hava ile dolan sinüs boşluklarındaki hücrelerin normalden fazla çoğalarak tümör oluşturmasıdır. Bunun sonucunda bu boşluklar tıkanır ve bazı belirtiler ortaya çıkar.

Mobilya ve ahşap işleme sektöründe görülen kazalar ve meslek hastalıklarını önlemek konusunda öncelikle makinelerde ve ortamda alınacak önlemlerin, eğer bu başarılamazsa Kişisel Koruyucu Donanımların kullanımının büyük önemi vardır. Öncelikle işçiler kullandıkları makineler ve ortamdaki riskler konusunda eğitilmeli, risk analiz yöntemleri kullanılarak görülen ve görülmesi muhtemel kazaların nasıl ortadan  kaldırılabileceği incelenmelidir. Eğer var olan tehlikeler ortadan kaldırılamıyorsa
o zaman bu tehlikelerle karşılaşma riski azaltılmalıdır. Bu tehlikelerle karşılaşıldığında sakatlanma ve yaralanma riskini aza indirmek için ise kişisel koruyucu  donanımların uygun kullanımının büyük önemi vardır.

Tahta tozları son derece tehlikeli olabilir. Bulunulan ortamda iyi bir havalandırma zorunludur. Bu yoksa ya da yeterli olmazsa tozlar ortalıkta uçuşacak ve çalışanlar tarafından sürekli solunacaktır. Bunlarla birlikte yapıştırıcılar, vernikler, pigmentler, boyalar, tinerler ve çözücüler gibi solunduğu zaman ciddi rahatsızlıklar yaratan kimyasallar, sektörde sürekli kullanıldığı için bütün bu sayılan risklere karşı solunum koruyucu maskeler ve eğer gerekiyorsa solunum cihazları kullanılmalıdır.

Tozlar ve tahtalar kesilirken etrafa sıçrayan kıymık ve ince parçacıkların göze gelmesi durumunda körlüğe neden olabilecek kadar önemli yaralanmalar söz konusu olabilir. Bunu önlemek için öncelikle, tehlike ile işçiler arasına engeller konulması gerekir. Başarılı olunamazsa göz yaralanır ve gözün enfeksiyon kapması işleri daha da zor hale getirebilir. Bunun için mutlaka göz koruyucu donanımlar olan gözlükler kullanılmalıdır