Tersanelerde İş Güvenliği
Ülkemizde son yıllarda gemi inşa sanayi faaliyetleri artmış bulunmaktadır. Bu durum tersanelerimizin kapasitelerinin üzerinde çalışmalarına neden olmaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıkları açısından zaten potansiyel bir tehlike olan tersanelerde ölümlerin artması sonucu ortaya çıkmış ve Mart 2007 den beri Tuzla tersanelerinde yirmiden fazla işçi hayatını kaybetmiştir.Yukarıda bahsedilen rakamlar son derece üzüntü vericidir, bu olumsuz tabloyu tersine çevirmek devlet-işveren-işçi ve biz iş güvenliği çalışanlarının temel görevi olmalıdır.
Gemi Sanayinde İşçi sağlığı ve iş güvenliğine bakacak olursak, durum ülkemiz verileri ile paralellik göstermektedir. Sektörel bazda ağır sanayi ile iç içe olan gemi yapımı, bünyesinde vinçlerle ağır parçaların taşınması, kaynak işleri, kesim işleri ( CNC kesme, optik kesme), elektrikle çalışmaları ( özellikle yüksek volt v.b.işler ), gemi tamir ve imalatında talaşlı metal işçiliği (torna, freze,taşlama v.b.), boya işçiliği, iskeleler ve yüksekte çalışma, gaz-free işlemleri gibi önlem alınmadığında iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından ciddi boyutları olan iş kollarıdır.
- Tersanelerde iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek ve sağlıklı bir iş yeri ortamı oluşturmak için aşağıdaki önlemlerin alınması gerekmektedir.
- Çalışanlara iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimleri verilmesi ve periyodik olarak tekrarlanması
- Tüm tersane bölümlerini kapsayacak şekilde iş yerinin risk değerlendirilmesi çalışmaları yapılması.
- Çalışanlara acil durum ve yangın eğitimlerinin verilmesi
- Makine ve tesisat kontrolleri ( vinç, forklift, asansör, basınçlı kaplar, kazanlar, elektrik tesisatı kontrolleri, paratoner ölçümleri )
- Çalışanların periyodik sağlık muayeneleri ( ilk işe girişte ve periyodik olarak göğüs filmleri,akciğer fonksiyon testleri,kulak ve göz muayeneleri,kan ve idrar tetkikleri,tetenos aşısı v.b. sağlık kontrolleri)
- Kişisel koruyucu malzeme kullanımı ve sürekli takibi, çalışanlar tersanede mutlaka baret, çelik burunlu ayakkabı, kulak koruyucuları, yüksekte çalışanlar paraşüt tipi emniyet kemeri ve yaptıkları işe göre toz ve gaz maskeleri , gözlük ve eldiven kullanmalıdır. İşveren çalışanlara tüm kişisel koruyucu malzemeyi temin etmek ve kullandırmak, işçi kullanmakla yükümlüdür.Yalnız burada önemli bir husus kişisel koruyucu malzemelerin standartlara uygun malzemeler olması ve çalışanları yarı yolda bırakmamasıdır.
Tersanelerde iş kazalarını incelediğimizde, bunların bir çoğunda kişisel hatalar ön plana çıkmakta olup, bu durum yeterli eğitim almamış çalışanlar, genç çalışanlar, acemi işçilerin yaptığı hatalardır. İş kazaları ancak çalışanlara periyodik olarak iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilerek önlenir.Bununla birlikte işyerlerinin fiziki yetersizliklerinden olan kazalarda küçümsenmeyecek boyutlardadır. İşyerleri sürekli olarak kapasitelerini arttırma düşüncelerinin yanında, çalışanların iş güvenliklerini sağlayacak güvenlik ve sağlık yatırımlarını da dikkate almalıdır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de gemi inşa sanayinde önce insan anlayışı olmalı, üretimi arttırma çabası hiçbir zaman insan hayatını riske atmamalıdır.
KAZA KADER DEĞİLDİR
İLO ( Uluslar arası çalışma örgütü ) kaynaklarına göre Dünyada her yıl yaklaşık 270 milyon iş kazası meydana gelmektedir.Bu kazalar sonucunda her gün 5bin kişi iş kazalarında yaşamını yitirmekte, 160 milyon kişi meslek hastalığı geçirmekte , 22 bin çocuk iş kazalarında ölmektedir.
Bilim ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, hızlı sanayileşmeyi de beraberinde getirmiş ve hızla gelişen sanayileşmeye bağlı olarak; işyerlerinde yeterli önlemlerin alınmaması her yıl artan iş kazaları, meslek hastalıkları ve çevre kirliliği, insan ve çevre sağlığını tehdit eder bir noktaya ulaşmıştır.Üretim araç ve gereçlerinin uygunsuzluğu, üretim süreçlerinde kullanılan ürün, yarı ürün ve ham maddelerden kaynaklanan zararlı etmenler, çalışıla ortamın ve üretim süreçlerinin yetersiz ve olumsuz koşulları çalışanların en temel hakkı olan yaşama ve çalışma hakkını tehdit ettiğinde iş güvenliği konusunda gerekli önlemlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır.
- İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün günün koşullarına uygun bir biçimde tüm ilgili kesimlerin görüş ve önerileri alınarak yaşama geçirilmesini,
- Küreselleşme politikaları ile özelleştirmeler sonucunda ortaya çıkan sorunların giderilmesi için tüm çalışanlara iş güvencesinin sağlanmasını,
- Tüm toplu sözleşmelerde İşçi Sağlığı İş Güvenliği konularına kapsamlı yer verilmesini ve sendikaların bu konuya daha fazla sahip çıkmasını,
- İş Sağlığı İş Güvenliği Kurullarının işlevsel hale getirilmesini, bu kurulların eğitilmiş ve yetkilendirilmiş kişilerden oluşturulmasını,
- Tüm çalışanlara işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sürekli eğitim verilerek bilinçlendirilmesinin sağlanmasını,
- İş kazası araştırmalarının daha gerçekçi ve güvenilir olmasını,talep ediyoruz. Asıl amacı iş güvenliğinin sağlanmasına yönelik olan bu kontrollerin yapılmaması veya uygun olmayacak şekillerde yapılıyormuş gibi gösterilmesi nedeni ile ülkemizde sıkça iş kazaları görülmekte ve bu durum, bu cihazlardan kaynaklanan iş kazaları sonucu mal ve can kaybının artmasına neden olmaktadır.
Tersanelerde yaşanan ölüm olaylarında da karşımıza taşeronlaşma çıkmakta. Taşeronlaşma ile kayıt dışı, sendikasız, eğitimsiz işçi çalıştırılmaktadır. Çalışanlar 4857 sayılı iş yasasına göre iş başı eğitimi ile iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimi verilmeden çalıştırılmaktadır. Ayrıca iş güvenliği ile ilgili gerekli önlemler almak yerine en son çare olan koruyucu kişisel donanım verilerek göz boyamaktadır.
Yani sadece işçiye iş ayakkabısı ve baret verilerek iş kazaları önlenemez.
Bunların dışında iç ve dış denetimin olmaması da kazalara davetiye çıkarmaktadır. Özellikle kamunun yapması gereken dış denetim mekanizması işlememekte ve ölümlerden sonra denetim yapılmaktadır.Ölümlerin en önemli sebeplerinin başında denetimsizlik gelmektedir.
‘’ Önlenemeyecek İş Kazası Yoktur ’’