Çözümün Formülü Birlikte Çalışmak
Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda çokça tartışılan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Mecliste kabul edilip yasalaştı. Bunun üzerine biz de Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Sekreterliği görevinde bulunmuş, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı olan Halil Etyemez’e yeni iş yasasını, son eğitim reformunu ve işsizliği önleyici projeleri konuştuk.
Sendika kökenli bir Bakan Yardımcısı olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Uzun yıllar çeşitli nedenlerden dolayı bir türlü yasalaşamayan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası yoğun ve titiz bir çalışmanın ardından nihayet yürürlüğe girdi. Yeni iş yasasıyla beraber iş sağlığı ve işçi güvenliği konusunda önemli değişiklikler getiren bu yasa ülkemizi bu konuda gelişmiş ülkelerle aynı kategoriye sokmaktadır.
Güven duygusu, insanın kendini emniyette hissetmesi, verimliliğin artması ve insan psikolojisinin bozulmaması için öncelikli şarttır. Buradan hareketle iş güvenliğinin öncelikli şartının çalışanların müesseselerinde kendilerini güvende hissetmeleriyle mümkün olacağını söylemek mümkündür. Çalışanlara böyle bir güven duygusunun telkin edilebilmesi elbette bir takım önlemlerin alınmasını gerektirir. Bu önlemler yapılan iş süreçlerinde olması muhtemel kazaların tespit edilerek ortaya konmasıdır. Yani risklerin tespiti ve gerekli önlemlerin alınmasıdır. İş kazası öldürür veya sakat bırakır; aynı zamanda önleyici tedbirler alınmazsa yaşanan meslek hastalıkları bir ömür boyu insanları süründürür. Bunun bedeli hem ülkeye hem bireye önleyici tedbirlerin maliyetinden daha pahalıdır.
İnsan bu konuda da sahip olduğu aklın hakkını vermeli ve muhtemel kazaları en aza indirecek süreçleri geliştirmelidir. Günümüz teknolojisi ve çalışma koşullarında iş sağlığı ve güvenliğini (İSG) sağlayarak, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, verimi ve istihdamı arttırmaya yönelik politikalar geliştirmek ve çalışma barışını sağlamak Bakanlığımızın öncelikli görevleri arasında yer almaktadır. İş sağlığı ve güvenliğinin çalışma hayatındaki önemi ve önceliğine inanan Bakanlığımız, uluslararası birçok kurum ve kuruluşlarla iş sağlığı ve güvenliği konularında çalışmalarını işbirliği içerisinde sürdürmektedir. Bahse konu kurumlardan biri de Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı’(OSHA) dır. İnanıyorum ki iş sağlığı ve güvenliği konusunda başarı ancak tüm tarafların ortak değerleri benimsemesi ve üzerlerine düşen sorumlulukları gerektiği gibi yerine getirmeleri ile elde edilebilir. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği koşullarının iyileştirilmesive iş kazalarının önlenmesi için; işverenlerin, çalışanların ve devletin aynı bakış açısı ile iş sağlığı ve güvenliği alanına odaklanması gereklidir. Uygun önlemlerin alınması ve doğru uygulamaların hayata geçirilmesi, işveren-çalışan-devlet işbirliğinin tam olarak sağlanması ile mümkündür.
Yeni yasa ile ilgili işçi çevrelerinin eleştirileri oldu. Siz bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tabii çok çeşitli çevreler değişik fikirler ortaya atabilir. Hepsine saygımız sonsuz. Ancak İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa tasarısıhazırlanırken olabilecek her fikir değerlendirildi.Sonuçta bu yasa uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkmış bir yasadır. Üzerinde bütün ayrıntılar düşünülmüş ve o şekilde Genel Kurula sunulmuştur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik’in iş kazaları ile ilgili yaptığı açıklamada son 10 yılda 1084 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini, 14.665 kişinin sakat kaldığını ifade etti. Bu rakamlar Türkiye’yi Avrupa birincisi ve aynı zamanda dünya üçüncüsü yapıyor.
Sizce bu yasa hak etmediğimiz bu unvanlardan kurtaracak formül müdür?
Maalesef bu rakamlara bakılınca acı tablo çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu yüksek rakamlar da ister istemez sizin de belirttiğiniz gibi bizi hak etmediğimiz bir unvana taşıyor. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile birlikte işçi, işveren, devlet ortak çalışmasıyla birlikte el ele verip bu istenmeyen kazaları en aza indirgemek bizim elimizdedir. Yeni iş yasasında da bunayönelik formüller mevcuttur.
Ropörtajın devamını dergimizde okuyabilirsiniz