Meslek Hastalıklarında Erken Tanı Çok Önemli
Gelişen ve sürekli değişen üretim alanlarında meslek hastalığı oluşumunu tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Amaç meslek hastalıklarını en aza indirmeye çalışmak ve oluşacak hastalıkların tanısını birinci evrede yapmaktır, çünkü birkaç tanesi dışında meslek hastalıkları maruziyetin ortadan kalkmasıyla neredeyse %100’e yakın iyileşme sağlanır ve tedavi masrafları çok azdır.
Sadece çalışanın değil, işverenin ve üretimin yapıldığı çevredeki insanların da sağlığını tehdit eden çok önemli bir konu meslek hastalıkları. Son yıllarda ülkemizde bu alanda olumlu gelişmeler yaşanmasına rağmen daha kat edilmesi gereken çok yol var. 1978 yılından itibaren bu alanda faaliyet gösteren İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi de ülkemizdeki üç meslek hastalıkları hastanesinden biri. Önlemler alındığında %100’ü önlenebilir olan meslek hastalıklarını bu konunun en yetkin isimlerinden İMHH Başhekim Yardımcısı Dr. Fatih Hamişoğlu’na sorduk.
İMHH ne zamandan beri ve hangi alanlarda hizmet veriyor?
Hastanemiz 1978 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu’na bağlı olarak özel bir yönetmelikle kurulmuş olup; Türkiye’de İşçi Sağlığı ve Meslek Hastalıkları konusunda yetkilendirilmiş üç hastaneden biridir. Meslek hastalıklarının araştırılması ve tanılama amacıyla “Dal Hastanesi” olarak kurulmuştur.
Hastanenize en çok hangi meslek gruplarından hastalar başvuruyor? En fazla hangi şikâyetlerle hastalar geliyor?
Hastanemize neredeyse tüm üretim alanlarından hastalar gelmektedir. Örnekler verirsek ağır metal toz ve dumanların oluşturduğu sistemik zehirlenmeler, kimyasal maddelerle (solventler, boya, peptisitler v.s.) olan sistemik zehirlenmeler, fizik etkenlere (ses, titreşim, tekrarlayan travma, radyasyon v.s.) bağlı kulak, göz, eklem, kas ve fıtık gibi hastalıklar, birikici tozlara (silisyum, kömür, asbest, ağır metaller v.s.) bağlı akciğer hastalıkları, bazı kimyasal maruziyetleri sonucu oluşan mesleki astım, mesleki bronşit, derinin maddelere maruziyeti sonucu oluşan kontakt dermatitler ve bazı bulaşıcı (Hepatit, HİV v.s) hastalıkları sayabiliriz.
Bir meslek hastalığından rahatsız olan bir işçinin hastanenize başvurması için nasıl bir sosyal güvence arıyorsunuz?
Meslek hastalığı olduğu düşünülen bir hastanın hastanemize başvurması veya sevki için herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna (SSK, Bağkur, Emekli Sandığı, Yeşilkart) bağlı olması yeterlidir. Hiçbir güvenlik kurumuna bağlı olmayan hastalardan hastanemiz kaymakamlık veya sosyal güvenlik kurumdan yazı getirmesini istemektedir, bu istemin gereği meslek hastalığı şüphesi olan şahsın yasal zemine çekilmesini sağlamaktır. Ancak hâlihazır kanunlara göre meslek hastalıklarının hukuki boyutu şu an için sadece “sigortalı” olan işçiler üzerinden yürütülmektedir. Hastanemiz meslek hastalığının tanımlanmasını sadece birey üzerinden yapmaktadır. Kayıt dışı işçilerde meslek hastalığı tanısı kararı heyetimizden çıkmakta olup, meslek hastalığının tespiti sonrasındaki hukuki ve bürokratik işlemler hastanemizin ilgi ve yetki alanında değildir, bu yetki sosyal güvenlik kurumundadır.
Hastanenizin olanakları konusunda bilgi alabilir miyiz? Sizce Türkiye’deki meslek hastalıkları hastanelerinin sayısı yeterli mi?
Hastanemiz 54 yataklı bir hastane olup, 13 uzman, 5 pratisyen hekim ve 1 diş hekimi olmak üzere 110 personel ile çalışmaktadır. Genel toksikoloji servisi ve akciğer hastalıkları ve diğer meslek hastalıkları olarak iki yataklı servisimiz vardır. Hastanemizde toksikoloji, biyokimya, odyo, solunum fonksiyon laboratuarı, röntgen laboratuarı ve yeni açmış olduğumuz psikoteknik ve denge laboratuarlarımız mevcuttur. Türkiye’deki meslek hastalığı hastane sayısı şu an için üçtür. Benim şahsi kanaatime göre bölgelerde yetkilendirilmiş 6-7 bölge meslek hastalıkları poliklinikleri açılması faydalı olacaktır. Hastanelerin olmadığı şehirlerde bu polikliniklerin olması meslek hastalığı yönünden sağlık hizmetinin çalışanlara ulaşmasını sağlayacak ve sevk zincirini düzenleyecektir.
İşçi ve işverenler meslek hastalıkları hakkında yeteri kadar bilinçli mi sizce? Bu bilincin artırılması için neler yapılabilir?
Memleketimizde son beş yılda meslek hastalığı konusunda önemli adımlar atılmış olmasına rağmen bilgilendirmek konusu ne işverene ne de işçiye tam anlamıyla ulaşmamaktadır. Eğitimler ve bilgilendirmeler yasal zemine tam olarak oturtulmalı ve yetkin gruplar tarafınca verilmelidir. Meslek hastalığı sorununun sadece çalışanları değil işverenleri de ilgilendirmesi nedeniyle üretim sahası açacak işverenlerin açmış oldukları sahada oluşabilecek sağlık risklerinden haberdar olması ve çalıştıracakları kişilerin de işe girişte mutlak bu riskler konusunda bilgilendirilmesi ve gerekiyorsa eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir. Unutulmaması gereken nokta artık birçok üretim alanında sadece işçiler değil, işverenler ve yakın çevredekilerinin de risk altında olduğudur. Örnek verecek olursak solventlerin kullanıldığı baskı işlerinde sadece baskı işini yapan işçi değil; 100-150 metre çapında bir alanda havaya karışmış olan solventi soluyan herkes risk altındadır.
Meslek hastalıklarının ortadan kaldırılması için kimlere, ne gibi görevler düşüyor?
Şu an meslek hastalığı sorunu sadece Türkiye’de değil dünyada da sıkıntı yaratmaktadır. Gelişen ve sürekli değişen üretim alanlarında meslek hastalığı oluşumunu tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Amaç meslek hastalıklarını en aza indirmeye çalışmak ve oluşacak hastalıkların tanısını birinci evrede yapmaktır, çünkü birkaç tanesi dışında meslek hastalıkları maruziyetin ortadan kalkmasıyla neredeyse %100’e yakın iyileşme sağlanır ve tedavi masrafları çok azdır. Buna karşın geç tanımlamış ve sekel bırakmış meslek hastalıkları iş gücü kayıplarının yanında, bakım ve tedavi işlemleri çok yüksek ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Kime ne görev düştüğüne gelince birçok grubun beraber çalışması gerekmektedir. Sağlıkçıların koruyucu hekimlik ve meslek hastalıkları açısından çalışanların hangi risklere maruz kaldıklarını bilmeleri hasta muayene ederken hastanın işini sorgulaması gerekmektedir. Çalışma Bakanlığı, meslek hastalığı yönünden alınması gereken önlemlerin ve tarama muayenelerinin yapılıp, yapılmadığının, yapılmışsa dahi sonuçlarının iyi değerlendirilip, değerlendirilmediğinin kontrolünü sistematize etmelidir. Memleketimizde şu an için çalışma alanlarından tahminen %2’sine sahada sağlık hizmeti gitmekte olup, asıl sorun 50 kişinin altında çalışan iş yerlerinde ve kayıt dışı çalışmalarda sağlık hizmetlerinin aksamış olmasıdır bu da meslek hastalıklarının erken tanılanmasında aksaklıklar oluşturmaktadır. İş yerlerinin açılmasında ve çalışanların sigortalanmasında yerel yönetim lere de görevler düşmektedir. Üniversitelerin, bilindiği üzere Ağustos/2008 yılından itibaren meslek hastalığı tanı koyma yetkisi almış olmaları nedeniyle meslek hastalıklarının tanılandırılmasında ve tedavilerinde akademik seviyede prosedürler geliştirmeleri gerekmektedir. Sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının, meslek hastalıklarına neden olan etkenlerin aynı zamanda birçok kimyasal maddenin çevreyi de kirlettiği ve sağlık zararları oluşturduğu bilinciyle hareket etmeleri gerekmektedir.
İMHH olarak eğitim, etkinlik ya da seminerler düzenliyor musunuz? İlerisi için ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi olarak şu an için;
- İş yerlerine bilgilendirme ve farkındalık eğitimleri,
- Yatan hastalara her ay düzenli şekilde meslek hastalıkları; iş yerinin yarattığı stres, genel sağlık konularında eğitimler v.b.
- İş yeri hekimlerine ve hastanemiz bölgesinde olan İl Sağlık Müdürlüklerine daha ileri düzeyde tıbbi meslek hastalıkları konusunda bilgilendirme eğitimleri,
- Ayrıca üniversitelerden düzenli olarak tıp öğrencilerine ve iş güvenliği konularında mühendisliklere hastanemizde teorik ve hasta başı pratik eğitimler vermekteyiz.
İlerisi için yapmak istediğimiz şeylere gelince;
- Meslek hastalıklarının tanılanmasında daha bilimsel ve kanıta dayalı tanılamayı amaçlıyoruz,
- Meslek hastalığı oluşturma olasılığı olan kimyasalların tespitleri için laboratuarlar ve diğer teknolojik alanlarda daha geniş bir yelpazeye sahip olmayı hedefliyoruz,
- Daha ilerde hastane olarak eğitim hastanesine dönmek için alt yapı çalışmaları yapıyoruz.