42 işçinin öldüğü maden kazasında iddianame tamamlandı

42 işçinin öldüğü maden kazasında iddianame tamamlandı

BARTIN’ın Amasra ilçesindeki maden ocağındaki faciaya ilişkin iddianame hazırlanarak, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Toplam 218 sayfalık iddianamede tutuklu bulunan 4 yönetici hakkında ‘Olası kast ile kasten öldürme’ ve ‘Olası kast ile kişinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama’ suçlarından 1066’şar yıla kadar hapis cezası istendi.
Bartın’ın Amasra ilçesinde 14 Ekim 2022 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’nde yaşanan maden faciasında 42 madenci hayatını kaybetti, 10 işçi de yaralandı. Amasra Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 24 kişi gözaltına alındı, aralarında müessese yetkililerinin de bulunduğu 8 kişi tutuklandı, 16 kişi ise adli kontrol şartı ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

BİN 66 YIL HAPİS CEZASI İSTEMİ

Olayla ilgili Bartın Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan 195 sayfalık iddianame, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. 116 müştekinin yer aldığı iddianamede, halen tutuklu bulunan Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında yaşamını yitiren her madenci için ‘Olası kast ile kasten öldürme’ suçundan 20 yıldan 25’er yıla kadar hapis cezası istendi. Yöneticiler hakkında ayrıca ‘Olası kast ile kişinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama’ suçundan da ağır yaralanan 4 kişiden her biri için 1 yıl 8 aydan 4’er yıla kadar hapis cezası talep edildi. 4 yöneticinin toplam 846 yıl 8 aydan bin 66’şar yıla kadar hapsi istendi.

Diğer, 4’ü tutuklu 19 şüphelinin ise ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması talebi istendi.

GAZ SIZINTISI ÖNCEDEN BİLİNİYORMUŞ

İddianamede ifadesi alınan maden işçilerinden bir çoğunun, madende çalıştıkları sırada patlama olan bacada gaz sızıntısı olduğunu duyduklarını ve gaz sızıntısı meydana geldiğinde bölgedeki işçilerin geri çekilerek 1,5 saat kadar bekletildikten sonra tekrar çalışmaya başladıklarını bildiklerini söyledikleri yer aldı. Ayrıca işçiler ifadelerinde, eksi 350 kotta çalışan arkadaşlarının, oranın ekstra sıcak olduğunu söylediklerini, bazen de orada bulunan hava sensörlerine hava tutulmak yoluyla değerlerin düşük gösterildiği konusunda duyumları olduğunu, gaz izleme sensörlerinin ayak başına veya baca çıkışına uzak olduklarını ve bu nedenle düşük değer verdiğini, arındaki gaz oranı yükselince sensöre ulaşması biraz zaman aldığını, bunun için de el dedektörleri kullanılması gerektiğini, gaz oranını izleme merkezinin göremediği için patlamanın gerçekleştiğini ifade ettiklerine yer verildi Patlamada yakınlarını kaybeden müştekilerin verdikleri ifadelerde ise madende çalışan yakınlarının birçoğunun evdeyken ocakta gaz kokusu ve gaz sızıntısı olduğunu söyledikleri kaydedildi.

BİLİRKİŞİ HEYETİ: OLAYIN SADECE GRİZU PATLAMASI OLMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR

Olay sonrasında madende inceleme yapmak için giden bilirkişi heyetinin, yangın nedeniyle madene giremediğinin vurgulandığı iddianamede, heyetin değerlendirmelerini kendilerine verilen ocak üretim ve havalandırma planları, merkezi gaz izleme sisteminin kayıtları gibi dosyalar, yer üstünde yapılan inceleme, ocak yetkilileri ile yapılan görüşmeler, olaydan sağ kurtulan madencilerin ve olaya ilk anda müdahale eden kurtarma personelinin ifadeleri üzerinden yaptığı belirtildi. Heyetin hazırladığı raporda, “Patlamanın eksi 320 Kalın Damar hazırlık bacasında dinamit atımı sırasında açığa çıkan yüksek miktarda metan gazının ortamda bulunan hava ile karışarak oluşturduğu grizunun, yine dinamit atımından kaynaklı olarak, grizu ve kömür tozu patlaması şeklinde cereyan ettiği düşünülmektedir. Olayın etkilediği alanın büyüklüğü, otopsi raporları, vefat eden 30’unun darbe ve yanma sebebiyle hayatını kaybetmesi, ocak içinde meydana gelen hasarın boyutu, patlama sonucu ocakta yangın çıkması gibi hususlar bu tespiti desteklemektedir. Olayın sadece grizu patlaması olması mümkün değildir” ifadeleri yer aldı.

Bilirkişi heyetinin hazırladığı raporun sonuç kısmında, patlamanın sebepleri olarak havalandırma sisteminin yeterli ve etkili olmaması, TTK’ya bağlı madenlerde metan drenajı uygulamasının olmaması, kömür tozuyla mücadelenin yeterince etkin yapılamaması, denetleme mekanizmasının gereken etkinliği sağlayamaması, teknik personel sayısındaki eksiklik ve iş güvenliği eğitimleri ile tatbikatlar konusundaki eksiklikler olarak sıralandı. Ayrıca TTK ve madendeki sorumlulukları nedeniyle yargılanan sanıkların yerine getirmedikleri görevleri de raporun sonuç kısmında yer aldı.

HAVALANDIRMA MODERNİZASYONU İÇİN AYRILAN BÜTÇE HARCANMAMIŞ

İddianamede, metan gazı değerlerinin patlama anına kadar yüzde 1 ikaz seviyesini 85, yüzde 1,5 alarm seviyesini ise 5 kez geçtiği, karbonmonoksit değerlerinin 25 ppm ikaz seviyesini 47 kez, 50 ppm alarm seviyesini 13 kez geçtiği, havalandırma vantilatörü değerlerinin 13 Ekim 2022 saat 23.43 ile 14 Ekim 2022 saat 18.49 zaman aralığında 53 kez ikaz, 355 kez alarm seviyesinde değerleri gösterdiğinin göz önünde bulundurulduğunda gerekli tedbirlerin alınmadığının anlaşıldığı belirtildi. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin, ‘Havalandırma sistemi acil hallerde ve ihtiyaç halinde kullanılabilmesi için hava yönünü ters çevirebilecek özellikte olur’ hükmüne aykırı davranıldığına da işaret edilen iddianamede, kurumun ana nefeslik aspiratör modernizasyonu için ayırdığı 2 milyon TL’lik bütçenin harcanmadığının tespit edildiği ve kurum yetkililerinin bu modernizasyonu yaptırmayarak ihmalde bulunduklarına kanaat getirildiği belirtildi.

MADENCİLERİN KIYAFETLERİ YANMA KRİTERLERİNE UYGUN DEĞİL

İddianamede, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Bursa Test ve Analiz Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda, kullanılmamış Maden işçisi kıyafeti üzerinde yapılan deneylerde kıyafetin kopma, yırtılma, birim alan kütlesi, yıkama sonrası boyut değişimi gibi kriterlere uygun olduğu, ancak ısı ve aleve karşı koruma, alev yayılma, alevli döküntü ve alevli yanma kriterlerine uygun olmadığının bildirildiği aktarıldı.

İKİNCİ PATLAMA ÖLÜMLERE YOL AÇTI

Olay günü saat 18.00 sıralarında gaz sensör kayıtlarında karbonmonoksit ve metan gazının yükseldiği, bu yüksekliklerin eksi 320 kalın damar arın bölgesindeki dinamit patlamasına ait olduğu, saat 18.09 sıralarında ise ölümlere yol açan ve metan patlaması olarak değerlendirilen ikinci büyük patlamanın gerçekleştiği belirtildi. İkinci büyük patlamanın gerçekleşmesi için metan gazı birikimi ve ateşlenmesi olması gerekliliğine işaret edilen iddianamede, “Bu patlamanın da baca içerisinde biriken veya patlama ile ortaya çıkan metan püskürmesine bağlı olduğunun değerlendirildiği, bu doğrultuda, metan püskürmesine yol açacak bir yüzey arkası metan birikiminin varlığı ve bu birikimi ateşleyecek ateşleyicinin varlığının gerektiği, gaz sensör kayıtlarındaki karbonmonoksit değerlerinin ani yükselmesinin dinamit patlamasının işareti olduğu anlaşılmıştır” ifadeleri yer aldı.

GEREKLİ HAVALANDIRMA TERTİBATININ ALINMAMASI PATLAMAYA SEBEP OLDU

Tüm iddianameyi oluşturan cumhuriyet savcısının 13 sayfalık Genel Değerlendirme kısmında ise eksi 320 kalın damar baca yolu ile ilgili gaz izleme merkezinde bulunan, ocak içerisiyle yapılan eski tarihli dahili telefon kayıtlarının incelendiğine dikkat çekilen iddianamede, “Patlama bölgesinde, lağım çalışması yapıldığında metanın ikaz/alarm seviyesine çıktığı, baca içerisinde istenmeyen metan birikimi olduğu, bacayı temizleyecek vantilatörün yetersizliğinin yöneticiler ve teknik adamlarca bilindiği, bölgenin metan birikimi açısından sorunlu olduğunun bilinmesine rağmen gerekli havalandırma tertibatının alınmadığı ve metan patlamasına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi. (DHA)